Mustafa Koçak; bir iftiracının, bir itirafçının onu çay ocağında gördüm demesiyle 2 kez müebbete mahkum edilen bir genç. El arabasında sandviç satarak ailesini geçindiren bir genç.

Mustafa, Helin gibi adalete aç olarak 28 yaşında 29 kilo iken hayatını kaybetti. Mustafa, bu ülkenin öteki çocuklarından yoksulluğu, sefaleti, ayrımcılığı, adaletsizliği, sömürüyü iliklerine kadar hisseden ve tüm bunlara karşı boyun eğmeyerek mücadeleyi seçenlerden.

Helin  “türkülerini özgürce söylemek”,  Mustafa “adil yargılanmak” talebiyle toprağa düşen, bu toprakların yetiştirdiği onurlu gençler. Bizlerin, bir gece yarısı ihracına sebep olan itirafçı ve iftiracılar, yaşamak için direnen Mustafa’yı aramızdan aldı.

Bizleri işsiz bırakan da Mustafa’yı ölüme sürükleyen de aynı siyasal anlayıştır. Helin’in ve Mustafa’nın taleplerine kulaklarını tıkayanlar onların bilinçli ve taammüden ölümüne sebep olmuşlardır.

Onların ölümüne neden olanlar, biz KHK’lıları da sivil ölüme mahkum etmiştir. Toplumu kutuplaştıran ve ajanlaştıran bu siyasal anlayış,  toplumun bir kesimini kendi çürümüşlüğüne ortak etmekte ve onları da çürütmektedir.

Çürümemek için bu siyasal iktidara karşı mücadele etmeli ve toplumu çürütmesine de  izin vermemeliyiz. Helin ve Mustafa’yı kaybettik ama, İbrahim’in yaşaması için elimizden geleni yapmalıyız. Bir sanatçı daha sanatını icra etmek için ölmemeli. Bizler, bu topraklarda buna izin vermemeliyiz.

Onurlu insanlar, adalet talep eder. Mustafa, onurluca devretti adalet arayışını. Şimdi sıra bizde…

KHK’lı Platformları Birliği