288 gündür “ölüm orucunda” olan Grup Yorum üyesi Helin Bölek bugün öğleye doğru hayatını kaybetti. Helin Bölek’in vefat haberi üzerine  KHK’lı Platformları Birliği  üzüntülerini dile getiren taziye mesajı yayınladılar işte o mesaj,

“Grup Yorum üyelerinden İbrahim Gökçek ve Helin Bölek;  konser yasaklarının kaldırılmasını, İdil Kültür Merkezi’ne yönelik baskınların son bulmasını, tutuklu Grup Yorum üyelerinin serbest bırakılmasını ve açılan davaların düşürülmesini talep ediyor.

Mustafa Koçak ve ÇHD’li avukatlar adil yargılanma hakkı talep ediyor.

Talepleri sadece ve sadece adil yargılanmak ve özgür bir şekilde türkü söylemek. Her biri gizli tanık ifadesi ile yargılanmış ve tutuklanmıştır. Sadece bir gizli tanık ifadesi… Adaletin geldiği son nokta. Delile, ispata gerek duymadan sadece bir gizli tanığın ifadesi ile. Her birimiz büyük tehdit altındayız.

Bu ülkede “Gizli Tanık” ifadeleriyle adalet(!) sağlanıyor.

Grup Yorumun Talepleri

Aslında Grup Yorumun talepleri tüm toplumun talebi olmalı. Çünkü bir toplumun ekmek ve su kadar adalete ihtiyacı vardır.  Biz KHK’lı Platformları Birliği olarak “irtibat, iltisak, gizli tanık ve kurum kanaati gibi hukukta yeri olmayan kavramlarla yargılanan, işinden aşından olan bir kesim olarak; Helin’lerin, İbrahim’lerin, Mustafa’ların taleplerini o kadar içten hissediyoruz ki.

Adaletin olmadığı bu topraklarda adil yargılanma hakkı için bile büyük bedeller ödemek gerekiyor. Helin, İbrahim, Mustafa ve ÇHD’li avukatlar, bu bedeli bedenleriyle ödemek zorunda kaldılar ve bu talep uğruna sonunda ölüm olacağını bile bile ölüm orucuna başladılar. Helin talepleri için mücadelede, ölüm orucunun 288. gününde, hayatını vererek, mücadele tarihinde bir yıldız olarak yerini almış oldu. Işıklar yoldaşı olsun.

Talepleri için, ölüm orucunu seçmek zorunda kaldılar. Çünkü,

1. Devletin istenilen taleplere karşı baskı ve şiddet mekanizmasını kullanması ve talepler için verilen mücadeleyi terörize etmek istemesidir.

2. Toplumun duyarlı kesimlerini harekete geçirmek ve taleplerin toplumsallaşmasını sağlamaktır.

Ancak toplumun duyarlı kesimleri dahi bu sürece tam anlamıyla sahip çıkamamıştır.

Helin, bu uğurda canını feda etti ama İbrahim’in, Mustafa’nın ve ÇHD’li avukatların yaşaması ve taleplerini kazanması, biz duyarlı toplumsal kesimlerin ellerindedir. Helinlerin; eşitlik, özgürlük ve adalet mücadelesini yaşatmak, bizlerin omzunda bir görev olarak duruyor. Bu tarihsel göreve sahip çıkmak Helinleri yaşatmak olacaktır.  

Kurtuluş yok; ya tek başına ya hep beraber ya da hiç birimiz!

Diğer Helinler yaşasın!”

KHK’lı Platformları Birliği